28 Kasım 2013 Perşembe

Diksyon fonetik çalışmaları

Artükilasyon Hakkında




Diksiyon, Söyleyiş, Fonetik Nedir
Güzel ve etkili konuşmada diksiyon (söyleniş-telaffuz-pronounciation) yani seslerin doğru çıkarılması son derece önemlidir. Fonetik bilgisi seslerinçıkarılışını inceler. Diksiyon ise buna ek olarak daha geniş bir kapsamda, ses organlarının doğru sesleri çıkarabilecek şekilde eğitilmeleri üzerinde odaklanır. Bu yönüyle diksiyon önemli ölçüde fonetiğe dayanır. Ancak biz bu bölümde konunun fonetik yönü üzerinde ayrıntılı durmayacağız.
Türkiyede seslerin çıkarılmasında yörelere göre farklılık vardır. Ancak güzel seslendirmede daha çok İstanbul ağzı esas alınır. Seslerin gerektiği gibi çıkarılabilmesi için ses aletlerinin- gırtlaktan başlayarak dil, dudaklar, çene ve buruna kadar tüm ses aletlerinin eğitilmesi gerekir. Bu çerçevede aşağıda çeşitli alıştırmalar yer alacak.
Alıştırmaları yaparken ses çıkışlarını netleştireceğiz. İyi boğumlanma yani heceleri netleştirerek seslendirebilmek için dudak tembelliğini ortadan kaldırmamız gerekir. Sesleri ses organlarını abartılı kullanarak çıkaralım. Aşağıdaki doküman dört bölümden oluşmuştur: Birinci bölüm ses organlarının eğitimine ilişkin alıştırmalar; ikinci bölüm, sesli harflerin çıkarılışı; üçüncü bölüm sessiz harflerin çıkarılışı ve kullanımını anlatmaktadır. Dördüncü bölüm ise sesli ve sessiz harflerin cümle içinde karışık şekilde kullanımına ilişkin alıştırmalardan oluşmaktadır.
Bu alıştırmalarda verilen örnek cümle veya hecelerin bıkmadan ısrarla tekrar tekrar seslendirilmesi gerekir. Bu çalışma sürdürüldükçe seslerin ağızdan akarcasına çıkmaya başladığını, başlangıçtaki zorlanma veya tutukluğunortadan kalktığını göreceksiniz.
Diksiyon sesin güzel çıkmasını ve sözlerin doğru seslendirilmesini amaçlayan sanatın adıdır. Diksiyon bu yönüyle ses ve söz üzerinde odaklanmıştır. Sözün içeriğinin kodlanması yani etkili iletişim diksiyon sanatının dışında kalan bir konudur. Ancak konu üzerinde oluşturulan eserlerde bir karmaşanın mevcut olduğunu da itiraf edelim.
Bu öğeler söyleniş-fonetik, boğumlanma, vurgu, durak ve ulamadan oluşmaktadır.
Fonetik seslerin doğru çıkarılmasıyla ilgilenen bir alandır. Boğumlanma, seslerin birbiri ardına tam ve tok şekilde kaybolmadan çıkarılması alanıyla ilgilenir. Vurgu, söylemedeki monotonluğun kırılmasını sağlayan, her dilde kendine özgü gelişen bir telaffuz konusudur. Yazı noktalaması ve duraklarıyla konuşma noktalaması veya durakları birbirinden farklı olabilmektedir. Durak bölümü, bu sorunun çözümünü amaçlamaktadır. Ulama çalışmalarına gelince,bu çalışmalar kelimeler arasında uyumlu geçişler sağlamayı amaçlamakta ve dilin doğal kurallarından yararlanmaktadır.

SÖYLEYİŞ-FONETİK

Söyleniş bölümünde sesli ve sessiz harfleri ayrı ayrı inceleyeceğiz. Türkçede 8 adet sesli ve 21 adet sessiz harf vardır. Sesli harfleri ünlü, sessiz harfleri
de ünsüz kelimesiyle tanımlayacağız. Türkçemizdeki ünlüler a, e, ,ı, i, o,
ö, u, ü den oluşur.
Ünsüzler ise b, c, ç, d, f, g, ğ, h, j, k, l, m, n, p, r, s, ş, t, v, y, z den oluşur.
Söyleniş bölümünde ünlü ve ünsüz harflerin fonetiğini öğreneceğiz. Aşağıda konular hem anlatılmış hem de gerekli alıştırmalar birlikte verilmiştir.
DİKSİYON (2)

ALIŞTIRMA: FONETİK

Ünlüler
A
Konuşma dilimizde birbirinden ayrı söylenen iki (a) vardır. Bunlardan biri (kalın a) diğeri de (ince a) dır. Her iki (a) bazen uzun, bazen kısa okunabilir. Bu iki (a) yı söylerken birbirinden ayırt etmek için (ince a) nın üzerine şu ( ^ ) işareti koyarak gösterelim.
Kalın A
Şu şekilde söylenir: Dil doğal duruşunu değiştirerek ortaya doğru biraz
yükselir, dudaklar hareketsiz, yanaklar gevşek ve çeneler açık. aaa aaaa aaaa
Elâlem ala dana aldı ala danalandı da biz bir ala dana alıp aladanalanamadık.
Akrabanın akrabaya akrep etmez ettiğini. Ağlarsa anam ağlar, kalanı yalan ağlar.
İnce A
(Kalın a) ya oranla daha ileriden söylenen bir ünlüdür. Dilimize geçen yabancı
kelimelerden gelmiştir. Bu kelimelerin başında, ortasında ve sonunda bulunur.
Örnek: lâla, lâstik, hâl. hâlbuki, lâf, lâkırdı, lâle, lâl, kâse, lâle, lânet,
lâzım, kâzım, kâtip gibi.
Lâla lâtif lâleli lâmbasını lâcivert lâke lâvabodan nâzik, nâdide şefkâte verdi.
Uzun A
Bunu da (â) şeklinde gösterelim :
Önek: Nâne, nâdir, nâme, câhil, câhit, seyahât, sâdık, sâbit, kâtil, nâzik
târih, mâvi, hâttâ, hârf, dikkât, şefkât, kabahât, sıhhât, nâmus, nâne, nâsihat,
E
Konuşma dilimizde birbirinden ayrı söylenen iki (e) vardır. Bunlardan biri (açık
e) diğeri de (kapalı e) dir. Bu iki (e) yi söylerken birbirinden ayırt etmek için (kapalı e) nin üzerine şu (´) işareti koyarak (açık e) den ayıralım. eee eeee eeee
Açık E
(Açık e) şu şekilde söylenir: Çeneler (a) ünlüsünde olduğu gibi, dil ileri doğru
yükselir. Kelime başında, ortasında ve sonunda bulunur. Örnek: Eş, sen, sene-
Edebi edepsizden öğren: Ekmeği ekmekçiye ver, bir ekmek de üste ver: Evlinin bir evi, evsizin bin evi var.
- Bir elin nesi var, iki elin sesi var.
- Sen dede ben dede bu atı kim tımar ede.
Kapalı E
(Kapalı e) şu şekilde söylenir: dudak kenarları kulaklara doğru biraz yaklaşıp çeneler hafifçe sıkılır.
Gece penceredeki benekli tekir kedi tenceresindeki eti yedi.
I
Şu şekilde söylenir: Çıkış noktası damağın arka kısmındadır. Dudakların köşesi
kulaklara doğru açılır. Dil damağın arkasına doğru toplanarak dar bir geçitten
havayı bırakır. Dilimizde (ı) ünlüsü kelime başında, ortasında ve sonunda bulunur. Örnek: Isı, ıslık, ılıcalı ıııı ııı ııııı
- Ihlamuru ısıt: Tıkır tıkır: Mırıl mırıl: Şıkır şıkır. Yığın yığın, kıpır kıpır, gıcır gıcır, ıslak ıslak, pırıl pırıl, fırıl fırıl, zırıl zırıl.
İ
Şu şekilde söylenir: Çıkış noktası damağın ön kısmındadır. Dudakların köşesi kulaklara doğru açılır, dil damağın iki yanına dayanarak dar bir geçitten havayı bırakır. Kelime başında, ortasında ve sonunda bulunur. Örnek: İz, dil, izci iii iiiii iiiii
İki dinle bir söyle- iki el bir baş içindir.
Dilimizde süresi uzun olan (i) lere rastlanır:
İcat, biçare, bitap, bitaraf, veli, fenni, fiziki, cani, hayati, nihai, fuzuli, deruni
O
Konuşma dilimizde kalın ve ince olmak üzere iki ayrı O vardır.
Kalın O
Çeneler açık, dudaklar birbirine yakındır ve ağız içi yuvarlaktır. Kelime başlarında sık rastlanır. Örnek: Ot, ova, ocak, olmak, ordu, oda, orman, ortak, bando, banyo, biblo, bono, fiyasko, tango, solo, fono, foto, radyo, stüdyo, şato, tempo, vazo, Olmaz olmaz deme, olmaz olmaz. oooo oooo ooo
İnce O
Biraz daha ileriden daha az yuvarlak yapılarak söylenir.
Lobutları loş locasında notalıyan normâl lort losyoncusunun lokantasında
nohutları lokumlarla karıştırdı.
Ö
Çeneler ve dil (açık e) ünlüsünde olduğu gibidir. dudakların alt ve üst köşeleri
birbirine yaklaşıp ağız küçük bir yuvarlak gibi olur. (ö) ünlüsü çoğunlukla
kelime başında bulunur. ööö ööö öööö
Örnek: öbek, öc, ödenek, ödünç, ödeşmek, ödev, öfke, öğrenmek, öğrenim, öğretim, öğünmek, öğüt, ökçe, öksürük, örs
- Ölenle ölünmez. – Ölüm kalım bizim için. – Önce düşün. sonra söyle. – Öfkeyle kalkan zararla oturur.
U
Konuşma dilimizde birbirinden ayrı söylenen iki (u) vardır. Bunlardan biri (kalın u) diğeri de (ince u) dur.
Kalın U
Çeneler açık, dudaklar birbirine iyice yaklaşık ve ağız tam bir küçük yuvarlak
olur. Örnek: Uç, ucuz, uçak, uçurum, uykucu, ulu uuu uuu uuu
Unkapanı uğradığı uğursuzluktan upuzun uzandı.
İnce U
(Kalın u) ya oranla daha ileriden söylenir. Ünlüsü çoğunlukla yazıda (ü) ünlüsü ile gösterilir. Örnek: Rûya, rûzgâr, hûlya, gûya, lûzûm, lûtfen, lûgat, nûr, nûmara, Nûri, Gûya Hûlya rûyasında Lûtfi´ye nûmaralı nûtuk söyliyerek lûtfetmiş.
Ü
Çeneler ve dil (açık e) ünlüsünde olduğu gibidir. Dudakların alt ve üst köşeleri
birbirine iyice yaklaşır ve büzülür. (ü) ünlüsüne dilimizde kelime başında, ortasında ve sonunda sık rastlanır. Örnek: Üç, üçgen, üçlü, üçüz, üflemek, ülker, ülkü, ün, ünlem, ünlü, üreme, ürkek ,ürpermek, üzüm, üstün, üşenmek, ütü
üüü üüü
- Üzüm üzüme baka baka kararır. -Ülker üzüntüden üzüm üzüm üzüldü. -Ürümesini bilmeyen köpek, sürüye kurt getirir.


Diyafram ile ilgili bilimsel bilgi ve geliştirme yöntemleri



Diyafram Nefesi Egzersizleri




Veya

1. Bölüm
2. Bölüm




Çeşitli Sitelerde Diyafram Tanımı

Diyafram, göğüs boşluğunu karın boşluğundan ayıran kasa verilen isimdir.
Kas-kiriş karışımı bir organ olan diyafram, göğüs kafesine bağlıdır. Solunumda görev alır ve çalışması beynin iki diyafram siniriaracılığıyla yönlendirilir. Diyafram, üç delikle yemek borusunaaorta ve alt ana toplardamara açılır. Diyafram, nefes aldığımızda kasılır ve düzleşir. Nefes verdiğimizde ise gevşer ve kubbeleşir.
Göğüs ve karın boşluğunu birbirinden ayıran diyaframın diğer bir adı da karın kasıdır.
Soluk verirken; diyafram kası yukarı doğru kubbeleşir, göğüs kafesinin hacmi azalır, iç basınç artar ve karbondioksit dışarı verilir.
Soluk alırken; diyafram kası düzleşir, göğüs boşluğunun hacmi artar, iç basınç düşer ve akciğere hava dolar.
Her nefes alıp verdiğimizde diyafram ile birlikte göğüs boşluğu da hareket eder.
Ayrıca diyafram kası çizgili bir kas çeşididir.
Nefesal.png Nefesver.png
Diyafram kası kasıldığında göğüs genişler göğüs boşluğu bir vakum gibi işlev görerek akciğerlere hava dolmasını sağlar. İkinci derecedeki yardımcı kaslar olan omurgalar arasındaki kaslarda genişleyerek ve kasılarak bu nefes alıp verişe yardımcı olurlar. Ayrıca boyun kaslarının da bu fonksiyonda az derece payları vardır. Sadece göğsün üst kısmından akciğerleri çok zorlayarak nefes alıp vermek enerjiyi verimli kullanmada çok sıkıntılı durumlar yaratır. Akciğerlerin kapasitesi tam olarak kullanılamaz. Bu şekilde bir nefes almada 500 -700 cc hava akciğerlere dolar. Diyafram kası,omurga kasları ve boyun kasları tam fonksiyonel kullanıldığında akciğerlere 2500cc - 3000cc hava doldurulur. Bu da akciğerlerin alabildiği en yüksek hava miktarıdır.

Kaynak : http://tr.wikipedia.org/wiki/Diyafram_(kas)

İnsan Vücudundaki Diyafram Nedir ve Nerededir?

İnsan vücudunda bulunan diyafram nedir, diyafrem orfanınerdedir vücudun neresinde bulunur kısa bilgiler.

Diyafram tanımı şu şekildedir, insan vücudunda bulunan bir kas çeşidi olan diyafram insan vücudunda göğüs boşluğunun alt kısmını kapsayan bölümdür. Diyafram aynı zamanda yassı bir kas çeşididir. Diyaframın bulunduğu bölge ise tam olarak göğüs boşluğu ile karın boşluğu arasıdır.Diyafram denen kasın ismine karın kasıda denmektedir.Göğüs boşluğu ile karın boşluğunu birbirinden ayırmaya yarayan yassı şekli olan karın kasına diyafram denmektedir.
İnsan Vücudundaki Diyafram Nedir ve Nerededir?
Diyafram kası çizgili bir kas türüdür nefes alınıp verildiğinde diyafram ile beraber göğsümüzün boşluğuda hareket etmektedir.Ayrıca her nefes alışımızda diyafram kasılır ve düzleşir nefesimizi verdiğimizde gevşer.Diyafram göğüs kafesine bağlıdır kas ve kiriş karışımı bir organdır.

Kaynak : http://www.yasambu.com/forum/dahiliye/75032-insan-vucudundaki-diyafram-nedir-ve-nerededir.html

Diyafram Nedir, Ne Demek, Tanımı Hakkında Bilgi

İnsanda ve memelilerde göğüs boşluğunu karın boşluğundan ayıran kas ve kirişten yapılmış zar. Diyafram kubbe şeklinde olup ortasında yürek oturduğu için burası çukurdur. Böylece diyafram bu çukurluğun sağında ve solunda çift kubbe şeklini alır. Diyaframın sol kısmı daha aşağıdadır. Nefes alırken alçalan diyafram, nefes verirken göğüs boşluğuna doğru yükselir. Karın boşluğuna doğru alçalırken akciğerlerin genişlemesine, nefes verirken göğüs boşluğuna doğru yükselerek akciğerlerdeki havanın atılmasına yardımcı olur. Diyaframın bu hareketi çıplak vücuda dışarıdan bakmakla da belli olur. Nefes alındığında karın cidarının içeri çekilmesi, nefes verildiğinde dışa doğru bombeleşmesi diyaframın hareketlerinden dolayıdır. Diyafram erkeklerde kadınlara nazaran daha fazla görev yapar. Kadınlarda teneffüs hareketleri enine doğrudur, yani daha çok göğüs kafesinin hareketleriyle yapılır. Kadında bu özelliğin hamilelikte büyük önemi vardır. Böyle olmasaydı gebeliğin son aylarında annenin nefes alıp vermesi son derece güçleşirdi. Diyaframın bir merkezi kısmı, bir de çevresel adale kısmı vardır. Merkezi kısım sedef renginde kirişsi bir tabakadır. Burada ortaya yakın sağ tarafta ana toplardamarın geçtiği delik bulunur. Çevresel adale kısmında ise yemek borusu, mide-akciğer sinirleri, aortun geçtiği mühim delikler vardır. Bu delikler içinden geçen damarlar vs. dışarıdan tamamen diyaframla sarılıdır. Bu sarılı olma yeterli derecede olmazsa karın içi organları gevşek deliklerden göğüs içine geçerek “diyafram fıtıkları”nı meydana getirirler. Fıtıklaşan organlardan en sık mide göğüs boşluğuna geçer. Fıtıklaşma olması için organın tamamının göğüs boşluğuna geçmesi gerekmez, ancak bir kısmı geçse bile fıtık meydana gelir. Diyafram fıtıkları sık görülen olaylar olup, cerrahi girişimle düzeltilmektedirdiyafram
Tıbbi manadaki diyafram dışında çeşitli alanlarda tarif edilen ve kullanılan bazı araçlar için de diyafram adı verilmektedir. Optik sahasında diyafram bir ışık huzmesinin geçişini belli alanda sıralamak için yapılmış, üzerinde daralıp genişletebilen bir delik bulunan ışık geçirmeyen levhalardır. Bu tip diyaframlar mikroskop, fotoğraf makinesi, gibi birçok optik cihazda kullanılmaktadır. Fotoğraf makinalarında kullanılan modern diyaframlarda, merkeze yaklaştıkça kapanan, çevreye doğru açılan daire şeklindeki levhaların hareketleriyle objektif açıklığı sağlanabilmektedir.
Sanayide iki ayrı vasatın arasında mutlak bir geçirmezlik gerekli görülen cihazlarda, bu geçirmezliği temin eden, kimyasal ve fiziki tesirlerle bu özelliğini kolay kaybetmeyen maddeler kullanılır. Bunlara da diyafram ismi verilmektedir.

Sözlükte “diyafram” ne demek?

1. Göğüs ve karın boşluklarını birbirinden ayıran ince ve geniş kas.
2. Bir ışık demetinde uçtaki ışıkları tutmak ve optik aygıtlarda daha net bir görüntü elde etmek için, çapı ayarlanabilir ışık geçirmez levha.